"Merhaba
Bugün yine eşim, daha doğrusu imam nikâhlı eşim tarafından bir kanepe yüzünden 2 yaşındaki kızının önünde dayak yiyip terk edilen bir kadınım bende. Bugün ve geçtiğimiz 6 yıl daha bugün gibi nicelerini yaşadım.
İntihar edemezsiniz size muhtaç bırakacak kimsenizin olmadığı bir bebeğiniz varsa ki hele zaten bu cehennem hayatta hüküm sürmek zorundasınız. TV’ lerde hep kınardım evlatlarıyla birlikte intihar edenleri... Bugün ruh sağlığım iyi olmasa da bunu asla yapmayacak olsam da neden bunu yaptıklarını şimdi anlayabiliyorum. Çünkü hayat size bir çıkış kurtuluş kapısı vermemiştir.
Düşünsenize sizinle birlikte kayıp giden daha anne karnındayken bile dayağa hakaretlere ve daha nicelerine maruz kalan bir bebek. Anneme vurma ağlama yeter atık ağlama sus diyen baba dövme diye yalvaran minicik elleriyle gözyaşınızı silen bir melek...
5 yıldır eşim, diğer eşi ve çocuklarından yaşadığı vicdan azabının bedelini bana ödetti. Gidecek ne yerim ne de sığınacak derdimi anlatacak kimsem var. Hepinizin şu anda ne çekiyorsun be kardeşim terk et dediğini duyar gibiyim ama olmuyor işte.
Üniversitedeyken asıp kesen ben evlat uğruna dayak yiyen her gün... Bu muamelesi gören bir kadın gurursuz bir kadın olup çıktım. Boşan nafakanı al desen resmi nikâh diye bir şey yok hem boşansan o nafakayla kime sığınacaksın küçücük bebeği kime emanet edipte işe gideceğim. Olmuyor arkadaşlar olmuyor öğüt vermekle olmuyor...
Kızım karnımdayken bile dayak yiyip başka koca bulmak için kovuldum bir ay betonda başka şehirde bir kutu peynirle bir ay gebelik yaşadım... Şimdiye kadar hala imrenirim hamilelere... Ama neden biliyor musunuz beni kimse şımartmadı kimse çalıp ta kapımı ihtiyacın var mı diye sormadı eşim bir iki saat uğrar diğer eşine koşardı... Kanamalardan hastaneye taksiyle gidip fiş kesen adama hemşireye doktora yakınınız nerede diye sorduklarında diyemedim kimsem yok diye. Yalan söyledim... Elimde serum dua ederken bebem ölmesin diye koca dediğim adam arayıp” nerdesin hı tamam. Mesajını görmedim engellemiştim seni, sen işin bitince gidersin taksiyle eve ben karıma dondurma alıyorum eve dönmem gerek” dediğini işitmek herhalde cehennemin dünyevi hali olmalı...
Günaha girip rabbim neden bana yardım etmiyorsun duymuyorsun sesimi diye feryat ettim her gece... Her kadının hayatındaki en mutlu günü bebeğini eline aldığı günken ben odamda koca müsvettesi kimsesiz girdim o soğuk ameliyat odasına... Çocuğumun doğduğu günü hatırlamasam keşke... Babasının ne onun ne de benim suratıma bakmadığı kıvrılıp uyuduğu için o ağlayan susmayan bebeği düğmeye basamayan seslenip kimsenin duymadığı ameliyat yerimin acısından ölürcesine yine o bebeciği kucağıma alıp hüngür hüngür ağladığımı keşke hiç hatırlamasam... Arabanın arkasında eve giderken kendimi ve bebeğimi dünyanın tek fazlasıymış gibi hissettiğimi, babası yüzüne bakmadığı evde babası başta olmak üzere ne bana ne bebeğime bakacak kimse olmadığı için bebeğimden nefret edip, günlerce suratına bakmadığım yeni doğan bir bebeciğe bağırdığımı, eğilipte altını değiştiremediğim için mamasını hazırlamak için kalkamadığımı bir su verenimiz olmadığını hatırlamasam keşke.
Babasının diğer çocuklarını savunmak için 2 yaşındaki bir bebeğe her gün beddua ettiğini niye yaptığını duymasam keşke.
En büyük keşkemde ne biliyor musunuz? Keşke ama keşke. Keşke gözümü kapasam açtığımda bu adamla evlenmemiş olsam kızım doğmamış olsaydı. Kınamayın hemen, onu istediğimden değil ondan başka kimsem yok koca hayatta. Ama öyle bir anne düşünün ki evladına her baktığında onu çok seven sahiplenen mutlu eden bir ailesi olsa diye hayaller kuran..
Öyle tatlı öyle sevimli bir şey ki babası beni dövdükten babasına dövme diye yalvardıktan hemen sonra yine de babasına koşup sarılıyor çünkü biliyor ki birazdan kapı kapanacak ve annesi kendini feda edip köpek gibi yalvarıp eziyetleri göze alıp çağırmadan hatta çağırsa bile günler sonra belki gelen bir babası var.
Daha bu yazdıklarım milyonda bir bile değil.
Neden mi yazıyorum bunları.
Ben üniversite mezunu öğretmen bir kadındım...
Ve öyle büyük bir hata yaptım ki Allah hak vermiş ikinci eş olarak gelmeyi diye çok sevdiği bir erkek tarafından kandırılıp imam nikâhıyla evlenip ailesini kandırmış aldatmış kaybetmiş bir aptalım...
Sakın ama sakın yapmayın bunu. Sonuç ne oldu biliyor musunuz? O çok sevdiğiniz adam şimdi en nefret ettiğiniz suratına bakınca kusacağınızı hissettiğiniz ama evladınız için mecbur olduğunuz adam olu verir. Her şey bitmiştir artık. Ya benim mutluluğum ya da kızımın. Ben kendimi kurban ettim kızım için ama gel gör ki yine mutsuz.
Yine yavlarıcam yine gurursuzca ayağına kapanacağım günler beni bekliyor... Neden mi çünkü gidecek sığınacak kimsem yok. Her şey kızım için. Bu eziyetlere kızım için katlanmak zorundayım ne olursunuz Allah rızası için tanımadığınız size hiçbir hakkı geçmeyen bu kadına eğer yüreğinizden geçtiyse kocası ona iyi davransın diye dua edin... Ve lütfen keşke diyecek hatalar yapmayın."
Gönderen: Büyük Hata
---------
Bir okur yorumu geldi bugün. Ben, sadece yorum olarak kalsın istemedim.
Herkesin acısı, derdi kendine göre büyüktür elbet. ama benim öğrendiğim şey, eğer ben mutlu değilsem evladımda mutlu olamıyor. bugün olmasa da yarın bunun sıkıntısı farklı bir yerden çıkıyor.
Kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmadan yaşamak, özgürlük güzel şey. Hele ki imkanlar varken.
Tavsiye vermek haddim olmasada, bir öneri olarak kabul et lütfen. Ve mutlu hissedeceğin hayatı yaşa. Öncelikle ailenle aranı düzelt. Sonra iş bul. Sen evladını nasıl bırakmazsan, emin ol onlarında içinde bir yer seni bıırakmayacaktır. Bizi ayakta ve bir arada tutan şey sevgi.
Kendine ve avladına bu eziyeti ve işkenceyi çektirme derim ben. Umarım en kısa zamanda kendine olan güvenin yerine gelir.