Yasemini az çok tanıtmıştım, geçmiş yazıların birinde. Yine kısaca değinmek gerekirse; "eniştesinin tecavüzüne uğrar, kürtaj olur ve kızlığını diktirir. İmam nikahı ile zorla evlendirilir. Bakire çıkmadığı için evine geri gönderilir. Askerden gelen abiside silahla öldürür..."
Yasemini nasıl öldürdüğünü abisi şöyle anlatıyor (*) :`Eniştemin tecavüz ettiğini, kürtaj olduğunu ve kızlık zarını diktirdiğini öğrendim. Ertesi sabah çok içerledim. Alkol aldım. Tekrar eve geldiğimdeYasemin ile tartıştık. Tartışmanın ardından sokağa kaçmaya çalışan Yasemin`i saçlarından tuttum ve kafasına 3 el ateş ettim. Silahı da mahalledeki bahçeye gömdüm` dedi. Olay günü alkollü olduğunu belirten Çetin, `Bir anlık öfkeyle yaptım. Pişmanım` dedi.
Ve bu haberi böyle yayımlarlar: yeni evlendiği eşi tarafından 'bakire olmadığı' gerekçesiyle baba evine geri gönderilen yasemin , ağabeyi tarafından tabancayla vurulup öldürülüyor... sonra?.. sonrasını gazeteden okuyalım: ''ankara adli tıp kurumu'nda yapılan muayenesinde genç kızın bakire olduğu tespit edildi.'' ama, bu da yetmiyor... savcılığın talimatı üzerine adli tıp kurumu genç kızdan aldığı parçaları istanbul adli tıp kurumu'na gönderdi. patoloji bölümünden gelecek rapora göre genç kıza kızlık zarı dikilip dikilmediği, kürtaj olup olmadığı iddiaları netleşecek... iyi mi?.. (*)
Ve diğer bir haber: (*) "17 yaşında zorla evlendirildi... Çocuğu olmadığı için dayaktan kaçtı, aşiret ölüm kararı verdi, Kocası kıyamayınca, yine kocasının üstlendiği bir cinayet işlendi."
İnsanca denemeyecek kadar insanlık dışı olan bu varlıklar, aklınca kirlenmiş olarak gördüğü kızını, karısını, kardeşini gayet güzel "temizlemiştir". Şimdi işin yasa boyutunu ele aldığımızda durum aşağıda açıklandığı gibidir:
"İnsanlar istedikleri erkek ya da kadınla evlenme hakkına sahiptirler. Onbeş yaşından küçük kızların evlenebilmesi için önce kendi, sonra anne ve babalarının birlikte rızası ile hakimin kararı gerekir. Kadın ya da erkek reşit olsa dahi, onsekiz yaşına gelmiş olsa da, nikah memurunun evlenmeyi isteyip istemediğini sorduğu sırada “HAYIR” diyebilir ve kimse zorlayamaz. Dini nikahın yasal bir geçerliliği yoktur.
Evlenecek erkeğin evleneceği kadının babasına ödediği başlık parasının hiçbir hukuksal geçerliliği yoktur. Ödenmesi istenen bu para yasal değildir. Bu konuda yapılacak sözlü veya yazılı anlaşmaların geçerliliği yoktur. Kadın her zaman için buna karşı çıkabilir. Reşit değilse kendisini başlık parası verildiği için istemediği biriyle evlendirdiklerini ifade ederek evliliğin feshini isteyebilir. Evliliğin öngördüğü cinsel birleşme red edilebilir. Buna rağmen birleşme zor kullanılarak sağlanırsa, o zaman kendisine şiddet uygulanarak birleşme sağlandığı yolunda savcılığa şikayet edilebilir.
Zorla evlendirildiği ifadesi ile Medeni Kanun’un hata, hile ve tehdit halinde yapılan
evlenmelerin feshedilebileceğine dair hükümlerine dayanarak dava açılabilir. Evliliğin
feshi davası evlilik tarihinden itibaren beş yıl içinde açılmalıdır. Aksi halde zaman
aşımına uğrar."Kaynak
Efsa...
4 yorum:
Ne acı bir durum. madur genc kızken,yaşama veda eden yine o!! Maalesef, kendi yaptırım gücünü kullanan insanların zihniyeti değişmedikçe ve adına töre dedıklerı durum aşılmadıkça, kımsenın aklı başına gelmez. Olan kadınlarımıza oluyor, ve buda egıtımsızlıkden gecıyor.Kendi kararlarını veremeyen, bu özgurlukden yoksun bır suru genc kızımız var.. umarım herkes bilinçlenir..
Kendini geliştirmiş, eğitim alanında doktorasını yapmış kadınların bile dayak yediği günümüzde söylenecek hem çok şey hemde çok az şey var Sevdi malesef.
http://sensizyildizlarabakamam.blogspot.com/2009/10/evet-bayanlar-baylar-mevzu-derin-soz.html
siz ne dersiniz bu konuda
Evrim bir türlü tamamlanmıyor gerçekleşmiyor.. Şu yaşananlara bakın ya..
Yorum Gönder